Son yılların en kötü hayat pahalılığı krizlerinden biriyle karşı karşıya olan Türkiye’de, iktidarın aldığı ekonomi politikaları eleştirilerin odağında bulunmaktadır. Son dönemde artan enflasyon ve yükselen maliyetler nedeniyle vatandaşların yaşadığı zorlukları görmezden gelen iktidar, asgari ücret konusunda uluslararası sermaye çevrelerinin beklentilerini dikkate almış görünmektedir.
Asgari ücrette yapılan artış, uluslararası sermayenin talepleri gözetilerek belirlenmiştir. Bu durum, yerli ve milli politikaların sorgulanmasına neden olmaktadır. Vatandaşların ekonomik sıkıntılarını göz ardı ederek uluslararası sermayenin beklentilerine uygun adımlar atan iktidarın politikaları, toplumda tepkilere neden olmaktadır.
Hayat pahalılığı krizinin etkileriyle boğuşan vatandaşlar, iktidarın aldığı kararların kendilerini desteklemediğini düşünmektedir. Asgari ücretin yetersizliği ve enflasyonun yüksek seyri, halkın ekonomik olarak daha da zor duruma düşmesine neden olmaktadır. Bu durum, iktidarın ekonomi politikalarının sorgulanmasına ve eleştirilere maruz kalmasına yol açmaktadır.
Sonuç olarak, iktidarın uluslararası sermayenin talepleri doğrultusunda aldığı ekonomi politikaları, toplumda rahatsızlık yaratmaktadır. Vatandaşların ekonomik sıkıntılarını görmezden gelen ve uluslararası sermayenin etkisine boyun eğen iktidarın politikaları, yerli ve milli olma iddiasını sorgulanır hale getirmektedir. Bu durum, ülkenin ekonomik geleceği ve sosyal dengesi açısından endişe verici bir tablo ortaya koymaktadır.
