Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Hollanda’nın Lahey şehrinde bulunan merkezinden çıkan tutuklama emri, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant’ı kapsadı. Bu karar, İsrail’in Filistin topraklarında işlediği iddia edilen savaş suçları ve insan hakları ihlalleriyle ilgili soruşturmanın bir parçası olarak alındı.
Netanyahu ve Gallant hakkında çıkan tutuklama emri, uluslararası arenada büyük yankı uyandırdı. İsrail hükümeti, bu kararı sert bir şekilde eleştirirken, UCM’nin bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda da tartışmaların alevlenmesine neden oldu. İsrail, UCM’nin yetkisini tanımayacağını ve bu karara karşı çıkacağını açıkladı.
Özellikle ABD’nin bu durum karşısında nasıl bir tutum izleyeceği merak konusu oldu. ABD, 2002 yılında çıkardığı ‘Lahey İşgali Yasası’ ile Amerikalı yetkililerin, UCM tarafından hakkında soruşturma veya tutuklama kararı çıkarılması durumunda Hollanda’yı işgal etme hakkına sahip olduğunu belirtmişti. Bu yasa, ABD’nin uluslararası ceza mahkemeleri üzerindeki etkisini ve otoritesini vurgulayan bir adım olarak değerlendirilmişti.
Ancak, ABD’nin bu durum karşısında nasıl bir politika izleyeceği belirsizliğini koruyor. İsrail ile güçlü bir ittifakı olan ABD’nin, UCM’nin kararına nasıl bir tepki vereceği ve Lahey İşgali Yasası’nı uygulayıp uygulamayacağı merakla bekleniyor.
Uluslararası ilişkilerdeki bu gelişmeler, hem İsrail hem de ABD’nin uluslararası hukuk ve insan hakları konusundaki tutumlarını yeniden gözden geçirmelerine neden olabilir. Netanyahu ve Gallant hakkındaki tutuklama emri, uluslararası toplumda adaletin sağlan