Son yılların en kötü hayat pahalılığı krizlerinden biriyle karşı karşıya olan Türkiye’de, iktidarın aldığı kararlar uluslararası sermayenin beklentileri doğrultusunda şekillenmeye devam ediyor. Vatandaşların artan feryatlarına rağmen, iktidarın asgari ücret artışı konusundaki tutumu tepkilere neden oluyor.
Ülke genelinde yaşanan ekonomik sıkıntılar ve hayat pahalılığı ile mücadele eden vatandaşlar, iktidarın ‘yerli ve milli’ söylemleriyle duyurduğu politikaların gerçek yansımalarını sorgulamaya başladı. Son dönemde asgari ücrette yapılan artış, uluslararası sermaye çevrelerinin talepleri doğrultusunda belirlenmiş gibi görünüyor.
Bu durum, iktidarın ekonomi politikalarının uluslararası sermayenin etkisi altında olduğu yönündeki eleştirileri güçlendiriyor. Vatandaşların geçim sıkıntısı çekerken, iktidarın sermaye gruplarının çıkarlarını öncelikli hale getirdiği iddiaları gündemde sıcaklığını koruyor.
Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz ortamında, iktidarın uluslararası sermaye odaklı politikaları ve vatandaşların ekonomik zorlukları arasındaki denge üzerine geleceğe dair belirsizlikler artıyor. Yerli ve milli söylemlerle yönetilen iktidarın uluslararası sermaye dinamiklerinden nasıl etkilendiği ve bu etkinin vatandaşların yaşam standartlarına olan etkisi yakından takip edilmeye devam ediyor.
Bu gelişmeler, Türkiye ekonomisinin geleceğine dair yapılan analizlerde uluslararası sermayenin rolünü ve iktidarın politika tercihlerini mercek altına almaya devam ediyor. Ekonomik dengelerin uluslararası sermaye dinamikleriyle nasıl etkileşim halinde olduğu ve vatandaşların yaşam kalitesine olan yansımaları kon
